Almanya

Münih’te Bir Gün: Oktoberfest olmadan da güzel

Berlin ve Hamburg’dan sonra Almanya’nın üçüncü büyük şehri ve Bavyera eyaletinin başkenti. Münih’in Almanca ismi München eski dilde ‘keşişlerin yeri’ anlamına gelen Munichen’den gelmektedir. Bu nedenle Münih’in armasında bir rahip vardır. Yüksek yaşam standarlarından dolayı göçmenlerin gözbebeğidir.

Öğle saatlerinde Josef Strauss havalimanında indikten sonra Aracımızı kiraladık ve ver elini Ausburg. Yollar araç kullanmak için çok uygun ve radar şenliği yaşanıyor. Yol boyunca her yerde radar vardır, araç kullanırken dikkatli olmakta fayda var. Öyle yoğun bir tarihte geldik ki Münih merkezinde kiralık ev ve veya uygun fiyatlı otel bulmak imkansız. Bu yüzden, “ya zaten altımızda araba var” bahanesiyle Münih merkezine 50 dakikalık mesafede olan AUSBURG’ta konaklamaya karar verdik. Augsburg, Almanya’nın en eski şehirlerinden biri, şehrin adı MÖ 15 yılında Roma imparatoru Augustus‘un askeri üs olarak kurduğu yerleşim merkezi Augusta Vindelicorum’dan geliyor. 

Otelimize yerleştik, otelimizin adı Super 8 by Wyndham. Bizi en mutlu eden tarafı karşısında Lidl olmasıydı. Onun dışında odalar çok rahat ve çok temizdi, tavsiye ederiz. 

Otelden hızlıca çıkıyoruz, gezmemiz gereken yerler var! Yaklaşık 50 dakikalık yolculuk sonrası aracımızı merkezi bir yerde otoparka bırakıyoruz ve gezimize başlıyoruz.

Bu arada Münih’e gelmeden önce mutlaka CITY PASS KART satın almanızı öneririz. Farklı gün seçenekleriyle bir çok müzeye ve farklı noktaya ücretsiz giriş sağlayabiliyorken toplu taşımayı da belli noktalarda ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz.

İlk Durak MARIENPLATZ

Münih kenti 1158 yılında ilk kurulduğunda MarienPlatz, suçluların cezalandırıldığı ve idam edildiği bir meydanmış, şimdi her yerde kafeler ve mağazaların olduğu inanılmaz bir alışveriş caddesi. Bazı binalarda restorasyon var fakat diğer binalar hala eski halinde ayakta duruyor ve binaların dışına hayran kalmamak elde değil. 

munih-7
Marienplatz’ta bir bina | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Lego ve Haribo mağazalarına gözüm çarpıyor, yurtdışına çıktığımda asla uğramadan geçemediğimiz bu mağazalar Almanya’da gözümüze daha güzel gözüküyorlar.

Marienplatz Lego | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Kısa bir yürüyüş sonrasında Marienplatz meydanındayız Dilerseniz yeni belediye binasına girip gezebilirsiniz,  bu bölgede çok güzel bir kütüphane var  Juristische Bibliothek. Aynı zamanda dışarıdan da giriş yapılabilen bir cafe mevcut. Orada oturup yemek yiyebilir veya kahve içebilirsiniz. Bu binada bir saat kulesi mevcut ve saat kulesinin üstünde belli saatlerde hareket eden 43 figür bulunuyor. Bu figürler 2 hikaye anlatıyor. Birincisi Veba salgını, ikincisi ise Dük Wilhelm V. Düğünü. Bu saatlerin hareketin izlemek için yüzlerce insan meydanda bekliyor. 11:00-12:00 ve 17:00 saatlerinde figürleri izleyebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken St. Peter’s Church’e de bi göz gezdirebilirseniz.

Asamkirche & Sendlinger Strasse


Sendlinger Strasse alışveriş yapabileceğiniz güzel bir cadde, yol boyunca sağlı sollu güzel yapılar var. Bunlardan biri biz gittiğimizde tadilatta olan ASAMKIRCHE. 1700’lü yıllarda yapılan bu kilise bu aralar tadilatta ve dış alanı tamamen kapatılmış. Dış alanında görebildiğimiz kadarıyla çok güzel heykeller var ve içerisi harika. Tavanı incelemekten boynunuz tutulabilir. Girişte herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. 

Asamkirche| Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Kilise 1746 yılında Asam kardeşler tarafından inşa edilmiş. Kendileri için kilise yapan kardeşler bir süre sonra bu kiliseyi halka açmış ve bu görkemi herkesin görmesine izin vermişler. Barok mimarinin nadide bir örneği olan bu kiliseyi görmeden Münih’i gezdik demeyin. Asamkirche sonrası biraz dinlenip bir şeyler yiyelim ve bir kaç bira içelim dedikten sonra uzun zamandır merak ettiğim ve görmek için can attığım HOFBRAUHAUS’a yaklaşık 10 dakikalık bir yürüme ile ulaşıyoruz.

HOFBRAUHAUS am Platz

Adolf Hitler’in Hermann Göring, Joseph Goebbels, Heinrich Himmler gibi arkadaşlarıyla toplandığı, Nasyonal Sosyalist Parti‘nin politikalarını belirlerlediği HOFBRAUHAUS’a kendimizi atıyoruz. 

Hofbrauhaus | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Adolf Hitler burayı o kadar çok seviyormuş ki, binayı çizdiği bir kara kalem çalışması var. İçeriye girdiğimizde herkes dans ediyor ve canlı müzik yapan bir ekip var. Herkes bağıra çağıra biralarını yudumluyor, ortalıkta bir uğultu var.

Hofbrauhaus Simgesi | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

 Hofbrauhaus’un simgesi olan bıyıklı abimiz tavanda uçarak geziniyor. Litrelik biralarımızı, tavuklarımızı ve patateslerimizi söylüyoruz. Eğlenceli ve güzel bir yemek yiyip eller havaya yaptıktan sonra çıkıyoruz. Litrelik Bira 11 Euro, Atıştırmalıklar 9-12 Euro arası.

Hofbrauhaus Yemekler | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Sanki hiç bira içmemiş ve hiç bir şey yememişçesine English Garten’e doğru yola çıkıyoruz. Biraz yürüyüş herkese iyi gelecektir..İsterseniz

ENGLISGARTEN

Marienplatz’dan otobüslerle Englishggarten’e yaklaşık 20 dakikada, yürüyerek ise 25 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Biz yeşillik güzel bir yolu takip ederek yürümeyi tercih ettik. Münih şehrinin merkez noktasından başlayarak kuzey doğu sınırlarına kadar devam eden bu muazzam büyüklükteki bahçe Avrupa’nın en büyük halk parklarından birisi. Central Park’tan da büyük bir yer burası. Herkesin rahatlıkla vakit geçirebileceği, sörf,piknik, spor yapabileceği hatta kanalda yüzebileceği harika bir alan. Bir dahaki geldiğimizde deniz şortu ile  gelip kanalda yüzmeyi planlıyoruz

Englishgarten | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

1789 yılında bu parkı Münih halkına ve biz turistlere kazandıran İngiliz fizikçi Sir Benjamin Thompson’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu güzel park içeisinde göller, köprüler, tapınaklar gördüğünüzde ” biz demin şehir merkezindeydik buralara ne ara geldik” demeyin, şaşırmayın.

Englishgarten | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

BIERGARTEN

Yeşillikler içerisinde yürürken çölde bir vaha gibi karşımızı çıkıyor “BIERGARTEN” hemen kalabalığın arasına karışıyoruz ve sıraya girip biralarımızla birlikte Frankfurter ve Mac&Cheese söylüyoruz.

Biergarten | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Bira içmek isterseniz sizden belli bir tutar bardak parası alıyorlar. Sebebi, bardakların sürekli kaybolması 🙂 Etrafta bir sürü bank ve masalar var, boş bir yer bulup oturuyoruz. Bi bahar akşamı, veya yaz günü bütün günü bu parkta geçirip yeni bir iş gününe rahatlıkla başlayabilirsiniz. Münih’te yaşayanlar için harika bir kaçış noktası. Yemekler 9-12 Euro arasında. Litrelik Bira burada da 11 Euro

Biergarten | Fotoğraf: yolculukhikayelerimiz

Münih’ten bir günde alınacak maksimum verimi almaya çalıştık. Diğer günlerimizi, gezilecek müzeler ve Salzburg olarak ayırmıştık. Münih en kısa sürede tekrar gezmeyi planladığımız harika bir şehir.