Atina
Yunanistan

Atina’da 2 Gün

Bayram tatilini değerlendirmek için harika bir plan yaptık. Yaklaşık 9 günlük bayram tatilinin 5 gününü Yunanistan’da geçireceğiz. İstanbul’dan Atina’ya arabayla gideceğiz. Yolculuğun yaklaşık 12 saat süreceğini ön gördük ve 13 saatte tamamladık.

16 Haziran akşam 21:30 da yola çıktık ve gece saat 01:15’te İpsala sınır kapısındaydık. Öncelikle eğer çıkış harcınızı ödemediyseniz sınırda bulunan otomatlardan çıkış harcınızı kredi kartı veya nakit para ile alabilirsiniz. Şu an çıkış harcı ücreti 150 TL fakat 500 TL olması planlanıyor.

Eğer aracınızda yurt dışına çıkacaksanız Uluslararası Sigorta (Yeşil kart) alınması gerekiyor. Yaptıracağınız süreye göre fiyat farklılıkları olacaktır, fiyat listesini aşağıda görebilirsiniz.

Sigorta sonrasında İpsala’da 5 arabalık bir sıra bekleyerek sınırı kolaylıkla geçiyoruz. Özellikle bayram ve resmî tatillerde burada uzun süreler bekleme durumunuz söz konusu olabilir. 30 Ağustos’ta 12 saat beklemişliğimiz var…

Dedeağaç, Kavala, Selanik derken Atina’ya saat 10:00 civarı varıyoruz. Yollar çok rahat, düzgün ve trafik yok. Sadece Atina şehir içine girdiğinizde trafikle karşılaşıyorsunuz. İstanbul’da yaşayan bizler için bu trafik pek etki etmiyor.

Booking üzerinden rezervasyon yaptığımız evimize varıyoruz fakat, araç park sorunu var, Atina içerisinde otoparklar var fakat çoğu eski binaların altında, sokakta yer bulmanız mucize. Biz bir mucize gerçekleştiriyoruz ve park yeri buluyoruz. Ev sahibimiz geliyor ve evi teslim alıyoruz.

Yol yorgunluğu, açlık bastırıyor ve hemen kendimizi O THANASIS’e atıyoruz. Burası Atina’nın en iyi restoranlarından ve souvlaki yapıyorlar (bizim şiş kebap, adana kebap benzeri yiyecek)

Biralarımızı söyleyip yiyecek siparişlerimizi verdikten sonra beklemeye başlıyoruz. Arka fonda bir yunan müziği çalıyor Vasilis Karras -Gela Mou çalıyor. Şarkı diyor ki ”Gül Bana tıpkı dünkü gibi”

Sonra yemekler geliyor, gülmemek mümkün mü? Görüntü, lezzet her şey o kadar iyi ki ikinci siparişleri vermemek için kendimizi zor tutuyoruz. Deneyeceğimiz başka yerler de olduğu için sakince masadan kalkıyoruz. Bu arada yoğurtlu souvlaki yemenizi ısrarla öneriyoruz.

Oradan çıktıktan sonra Take Away hizmet de veren bir balıkçıya gidiyoruz. Gözümüz dönmüş, bu güzel yemekleri denemeden bir yere gidemeyiz. ZİSİS’e uğruyoruz. Deniz mahsülleri ile ilgili her şeyi bulabileceğiniz bu restorantta isterseniz masanıza oturup yemeğinizi yiyebilir veya take away olarak yiyeceklerinizi alabilirsiniz. Biz take away tercih ettik. Böylelikle gezerken atıştırabildik. Karides ve ahtapot kesinlike denemelisiniz

Karnımız doydu, şimdi Atina’yı gezme vakti. Bugün yol yorgunu olduğumuz için bir iki meydana uğrayıp sonrasında eve döneceğiz. Öncelikle ilk durağımız MONASTİRAKİ MEYDANI, bu meydan bana Beyazıt meydanını anımsattı,ara sokaklarda bulunan resuturantlar ve 18. Yüzyıldan kalma Cizderiye Caminin altında ve çevresindeki mağazalar ile çok canlı bir meydan.

Monastiraki Meydanı’nda Hadrian Kütüphanesi, Antik Agora ve Atina kalıntılarının sergilendiği bir müze ve ara sokaklarda ikonik yapılara denk gelebilirsiniz.

Daha önce Atinaya geldiğimizde AKROPOLİS’e çıktığımızdan dolayı yeniden çıkmıyoruz. AKROPOLİS GİRİŞ ÜCRETİ:25 EURO yokuş yukarı yürüdükten sonra güneşin altında baya uzun bir sıra beklemeniz gerekebilir.

Yol yorgunluğundan dolayı günü evin yakınlarında yer alan WAREHOUSE pub’ta birer kokteyl içerek bitiriyoruz. Kokteyller gayet güzeldi. Yolunuz düşerse mutlaka deneyin.

Kokteyller 10-12 Euro arasında- Biralar 5 Euro

ATİNA’DA 2. Gün

Sabah gözümüzü açar açmaz böreeek diye bağırıyoruz. Sanki İstanbul’da hiç börek yememişçesine. Öncesinde erken uyananlar olarak birer kahveyi hakediyoruz. Kaldığımız evin hemen altında yer alan APILIOTIS’in kahvesi ve çalışanları çok güler yüzlü. Atina’da kaldığımız süre boyunca her sabah ilk müşterisi olarak kapısında bekliyorduk 😊 Kahvelerimizi yudumlarken günün koşuşturmasına hazırlanan insanları gözlemleyip onlarla sohbet ettik. Yurtdışı seyahatlerimizde en sevdiğimiz aktivitelerden biri bir şeyler içip yollarda koşturan insanları, sokakları izlemek ve onlarla sohbet etmek. Bu arada kahveler 3 Euro

 Kahve faslımız bittikten sonra en güzel böreği yapan börekçiye doğru yola çıkıyoruz ve 10 dakikalık bir yürüyüş sonrası varış noktamız olan MAM’dayız

Ispanaklı,kremalı ve feta peynirli börekleri var. Özellikle Feta’lı böreğini mutlaka denemenizi öneririz. Börek fiyatları 1.50-1.80 Eur arası değişmekte.

Karnımızı doyurduktan sonra SINTAGMA MEYDANI’na geliyoruz. Bu bölge aslında Atina’nın merkezidir ve adını Atina anayasasından almaktadır.Bu meydan aynı zamanda Yunan parlamentosu’na ev sahipliği yapmaktadır.

Syntagma meydanı ziyaretimizden sonra rotamızı PLAKA’ya çeviriyoruz ve bir şeyler içmek için BRETTOS bar’a oturuyoruz. Daha önce geldiğimizde çok kalabalıktı fakat bu sefer sakin halde buluyoruz ve hemen bir masaya oturup siparişlerimizi veriyoruz. Geçen sefer geldiğimizde Uzo Kokteylleri denemiştik ve hepsi inanılmaz lezzetliydi. Bu sefer, kendi yaptıkları ve meşe fıçılarda beklettikleri Brendi’lerini denedim. Hayatımda içtiğim en iyi Brendi olabilirdi.

İçki molamızdan sonra Atina sokaklarından dolaşmaya başlıyoruz. Plakçılara uğruyoruz Yunanca plaklar topluyoruz, bu müziğe bayılıyoruz.  Tanıştığım bazı plaçılar Türkiye’yi ve insanlarını çok sevdiklerinden bahsediyorlar.

Birkaç mağaza gezdinten sonra acıktığımızı fark ediyoruz ve rotamızı TA KARAMANDILIDIKA’ya çeviriyoruz. Zamanında Atina’ya göç eden Karamanlı bir ailenin resurantı olana Karamanlidika, blldiğimiz ve çok sevdiğimiz lezzetlere lezzetlere ev sahipliği yapıyor.

Eski taş Rum evi olan bu yapıda içeri girdiğinizde sağ tarafta sizi büyük bir şarküteri dolabı karşılıyor, içeride yine en sevdiğimiz yunan müzikleri ve enfes kokular hakim. Tavanda harika motifler var ve buraya girdiğinizde adeta geçmişe ışınlanıyorsunuz. Hemen yemek öncesi biralarımızı söylüyoruz. Rodos adasından Magnus bira geliyor, daha önce içmemiştik, çok beğeniyoruz

Masaya oturduğunda başlangıç olarak hemen bir tabak pastırma ve ekmek geliyor, pastırmaya bayılıyoruz. Sonrasında siparişlerimiz geliyor, köfteye ve mezelere bayılıyoruz ayrıca, harika bir beyaz şarap içiyoruz ismi MELIOS

Restauranttan doymuş ve mutlu şekilde ayırldıktan sonra arkadaşlarımızla buluşmak üzere Atina’nın ödüllü, dünya’nın en iyi 50 barı arasında gösterilen  THE Clumsies’e gidiyoruz.

Burada her kokteylin bir hikayesi var ve bu hikayeler menüde çizimleriyle birlikte anlatılmakta.

Dilerseniz kokteyl tadım menüsü alabiliyorsunuz 20 Eur. Kokteyller ise 12-15 Euro arasında değişiyor. Sunumlar ve ortam çok güzel, yolunuz düşerse mutlaka uğramadan buradan ayrılmayın.

Atina’da günü burada bitiriyoruz, ikinci gelişimiz olduğu için daha çok yerel restaurantları, barları denemek istedik. Tekrar gelirsek, yeni lezzetler tatmaya devam edeceğiz 😊